19/12/2010
İnsanı başarıya götüren yolda en önemli parametrelerden birinin motivasyon olduğunu düşünüyorum. Motive olan bir insan bir konuya çok daha uzun süre ve aralıksız olarak odaklanabiliyor. Bu odaklanmanın sonucunda ise mutlaka çözüm ya da başarı elde ediliyor. Bu noktada Einstein'ın "Çok zeki olduğumdan değil, sadece sorunların üstünde daha çok duruyorum." sözünü hatırlamakta fayda var. Einstein bile sorunları çözmek için uzun süre odaklanmaya ihtiyaç duyuyordu.
İnsan kollektif bir canlı. Türün diğer üyelerinden öğreniyor, öğrendiklerinin üstüne bir miktar ekliyor ve gelecek nesillere miras bırakıyor. Isaac Newton "Eğer diğer insanlardan ileriyi görebiliyorsam, bu devlerin omuzlarında olduğum içindir" derken bu duruma işaret ediyor. Bilgi paylaşımı olmasaydı uygarlık bugünkü durumuna gelemeyecekti. Bu sebeple paylaşım, başarı için kilit noktalardan biri olarak öne çıkıyor.
İnsan zekasının en önemli özelliği adaptasyon yeteneği olabilir. Bu yetenek sayesinde insan türü değişen koşullara rağmen bin yıllar boyunca varlığını sürdürebilmiş. Yakın zamanda sanayi devrimi ile birlikte koşullar yeniden değiştiğinde insanoğlu bu değişime kolayca ayak uydurmuş. Okullarımız, iş yerlerimiz tıpkı birer fabrika gibi. Belirli çalışma ve dinlenme saatleri var. Her çalışan aynı saatte işe gidip, aynı saatte yemek yiyor. Okullarda aynı yaştaki öğrenciler, aynı saatte, aynı derslere giriyorlar. Bu durum on yıllardır böyle devam ediyor.
Geçen yıllarla birlikte koşullar yine değişmeye devam ediyor ve insan zekası yeniden adaptasyona zorlanıyor. Ben de ideal iş yerinin değişen duruma uygun olması gerektiğini düşünmekteyim. Başarıya giden yolda sıraladığımız anahtar kelimeleri içeren bir iş yeri hayal ediyorum. Hatta bu yere iş yeri değil çalışma ortamı diyorum.
İdeal çalışma ortamı öncelikle çalışanlarına uzun süre kesintisiz olarak bir konuya odaklanma imkanı veriyor. Gereksiz toplantılar, durmadan çalan telefonlar ya da etrafınızda dolaşan insanlar bu ortamda yok. İdeal çalışma ortamı bir fabrikaya hiç benzemiyor. Belirli çalışma ya da dinlenme saatleri yok. Her çalışan kendi özelliklerine göre en yaratıcı olduğu zaman dilimini seçerek, o zaman aralığında çalışıyor. Çalışanlar eleştirilmiyor aksine başarılı yönleri öne çıkarılıp takdir edilerek motivasyonun bu ortamda her zaman üst seviyede kalması sağlanıyor. Bilgi paylaşımı da en çok takdir edilen özellikler arasında yer alıyor. Bu amaçla düzenli eğitimler düzenleniyor. Bundan daha önemlisi bu ortamda insanlar kendilerini özgür hissediyorlar ve yaratıcılıklarını ön plana çıkarıyorlar. Çünkü ancak özgür beyinler yaratıcı olabilir.
Gelişmiş adaptasyon yeteneğiyle insan zekası, ortaya çıkan yeni durumlara da adapte olacak ve çok uzak olmayan bir zamanda kamu kurumları bile anlattığımız ideal çalışma ortamını çalışanlarına sunacaktır diye umuyorum.
Follow me on Twitter