geri

Takviye gıda almalı mıyız?

27/06/2020

Takviye gıdalar üzerine koca bir sektör var. Bir sektör iyi para kazandırıyorsa ne yazık ki orada yalan dolan da bol oluyor. Kapitalizmin merkezinde yaşayan bizler için gözümüzü açık tutup araştırmaktan başka çare kalmıyor. Aynı ürün için bir ünlü doktor çok iyi ve zararsız derken ertesi gün sosyal medya fenomeni başka bir uzman kanser yapıyor diyebiliyor. Kişisel olarak bir doktor, uzman vs. sosyal medya fenomeniyse kesinlikle dinlemem ve gördüğüm an kapatırım. Bunun yerine bilimsel makaleler üzerinden giden spor kanallarını takip ediyorum. Böylece hem bilimsel çalışmaların sonuçlarını görebiliyorum hem de sporcuların kendi deneyimlerinden faydalanmış oluyorum. Ben de bir uzman olmadığım için bu yazıda yalnızca kendi deneyimlerimi paylaşacağım. Bir de yanlış olduğu kesin olan bilgileri gösterip dolandırıcıların ağına düşmemenizi sağlamaya çalışacağım.

Bugün 27 Haziran 2020 Cumartesi. Saat 07:29. Uzun denebilecek bir maraton oldu. Balkon yazılarının ilkini 3 Haziran sabahı yazmıştım. O sabahtan beri aralıksız her sabah yazdım. Tecrübelerimi ve gün gün ölçülerimdeki değişimi paylaştım. Hatta %14 yağ oranı hedefime beraber ulaştık. Bu sabah 25. ve son yazıyı yazıyorum. Yazıların okunma sayısı her geçen gün azalıyordu. Sıfıra düşmesini beklemeden sonlandırmaya karar verdim. Bazı yazılarım 200–300 kişiye ulaştı ama devamı gelmedi. Yazı artık çok tercih edilen bir medya değil, belki de sebep budur. Şu an tek gerçek youtube gibi görünüyor. Ancak youtube için içerik hazırlamak çok fazla zaman istiyor. O kadar zaman bulmak benim için muhtemelen hiç mümkün olmayacak.

Gelelim takviye gıdalara. Bahsedeceğim şeylerin hepsi gıda değil ama sanıyorum bu şekilde adlandırılıyorlar.

Vitaminler

Türkiye’de bildiğim kadarıyla vitaminler eczanede satılıyor. Berlin’de marketlerde bile sayısız çeşit vitamin bulabiliyorsunuz. Dolayısıyla istediğiniz kadar tüketmeniz mümkün. Ama bu gerekli mi? İdeal durumda vitamin ihtiyacınızı yediğiniz besinlerden karşılayabiliyor olmanız lazım. Ama bu ideal durum her zaman gerçekleşmiyor. Zaten D vitamini için güneş ışığına ihtiyacımız var ki Almanya gibi ülkelerde kışın hemen hemen hiç güneş yüzü görmüyoruz. Türkiye’de durum biraz daha iyi ama muhtemelen yeterli değil. Elbette kafanıza göre vitamin almaktansa vitamin eksikliği kararını vermek için hastaneye gidip kan testi yaptırmalısınız. Bu testin sonucunda doktorunuz sizi yönlendirecektir. Diğer yandan dengeli beslenerek vitamin eksikliğini en aza indirmeniz mümkün. Meyve, sebze, tahıl, bakliyat… Hepsi güzel vitamin kaynakları.

Balık yağı

Balık yağı olarak geçen omega 3 de vücudumuzun ihtiyacı olan bir yağ çeşidi. Türkiye 3 yanı denizlerle çevrili olmasına rağmen bence yeterince balık tüketilmiyor. Düzenli şekilde balık yiyorsanız zaten ihtiyacınız olan omega 3’ü alıyorsunuzdur. Bunun yanında ceviz ve avokado da iyi kaynaklar. Bunları da tüketerek omega 3 ihtiyacınızı takviye almadan karşılayabilirsiz.

Yağ yakıcılar

Bunu sırf dolandırılmayın diye ekledim. Hele yağ yakıcıların bir de bölgesel yağ yaktığını iddia edenleri var ki ne yazayım bilmiyorum. Nasıl yağ yakılacağını bundan önceki 24 yazıda güzelce anlattım. Paranızı dolandırıcılara kaptırmayın. Ayrıca bölgesel yağ yakımı diye bir şey yoktur. Vücudunuz hangi bölgedeki yağları kullanmak isterse o bölgedeki yağlar erir. Bu da genelde vücudun uçlarından orta kısmına doğru olur. Dolayısıyla en son bel bölgesindeki yağlar yakılır. Bu yüzden bunlara inatçı yağlar da diyoruz. Ama merak etmeyin yağ oranınız azaldıkça belinizdeki yağlar da yavaş yavaş azalacak. Yeter ki sabırla çalışmaya devam edin.

Protein tozu

Üzerine en çok yaygara koparılan takviyelerden biri protein tozu olsa gerek. Kimileri protein tozunun doğal olmadığını savunuyor. Doğal vücut geliştirme diye bir şey var ama doğal olmayan vücut geliştirme protein tozu almak değil. Marketten ya da internetten siparişini verebildiğiniz şeylerle doğal olmayan vücut geliştirme yapamazsınız. Bunun için hormon takviyesine ihtiyacınız var. Bunlar da maaşlı çalışan bizlerin kolay ulaşabileceği şeyler değil. Protein tozu, normal besinlerin işlemden geçirilerek proteini süzülmüş hali diyebiliriz. Söylediğim gibi ihtiyacınız olan proteini günlük diyetinizden alabiliyor olmalısınız. Ama özellikle kalori açığı oluşturduğunuzda ya da vegan besleniyorsanız sınırlı kalori ile yeterince protein almak çok zor. Vegan iseniz bitkisel bazlı, değilseniz hayvansal kaynaklı protein tozları size yardımcı olacaktır. Ben haftada 3–4 gün 100–120gr yoğurda 20–25gr protein tozu, 5gr kakao, frambuaz ve yaban mersini ekliyorum. Protein tozu ve kakao yoğurt içinde çok güzel eriyor. Bu karışım özellikle canınız tatlı çektiğinde bunu bastırmanıza da yardımcı olacaktır.

Creatine

Bunu birçok sporcu tavsiye ediyor ve performansını artırdığını söylüyor. Ben de 2–3 aydır kullanıyorum. Yukarıda anlattığım yoğurt ve protein tozu karışımına 3gr kadar ekliyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse net bir faydasını hissetmedim. Elbette kontrollü deney yapmam mümkün değil. Kullanmasaydım performansım daha düşük mü olurdu bilemiyorum. Özetle ciddi anlamda spor yapmıyorsanız gerekli olduğunu düşünmüyorum.

Uzun ve güzel bir maratondu. Sağlıklı ve mutlu kalın👋

Follow me on Twitter