26/09/2006
oturuş... köşede bir adam var. arkasında apartman. karanlık var sıcağın koynunda. kaldırım var. üzerinde dudağını ısıran bir adam. oturuş. oturmuş. yanında bir karanlık. bir karaltı. özlemek var ki öyle bir özlemek. ulaşılmaz. yüce dağların ardında savrulan saçlar. yorgun. yarım cümleler. konuşmaktan uzak. ağlamaktan yakın. olmadığını iddia ederken zavallı. susuz. hadi kalk. başım dönüyor. su var mı? yürü! üzgün. çok üzgün. sıkıntı. içi sıkılan bir adam. oturuş. oturmuş.
kolunu kaldırmış. karaltıyı okşuyor. aylardır görülen bir rüyadan uyanmak üzere. bilmiyor. söyleme. bırak gerçek sansın. köşede bir adam var. yürüyor şimdi. önünden geçiyor. karaltı hareket ediyor. adamın yanında aydınlanıyor karaltı. gerçekmiş. saçları var. okşamış. gerçekmiş. susamış. çok susamış. oturan adam. oturmuş. asırlık yorgun bir oturuş. bir daha hiç kalkmamış. konuşmamış. karaltı gitmiş. gidiyor. mutlu sarı bir karaltı. elinden tutmuş. hadi kalk! ama gitmiş. yürü demiş. başı dönmüş. gitmiş ama gerçekmiş. onun elinden tutmuş. yüzü aydınlanmış. karaltı köşedeki adamı sevmiş. rüya mıymış? ama yüzü aydınlanmış. bir gülücük kalmış o köşede. kaldırıma düşmüş. ne zaman gitse. oturuş. oturmuş. gülücük çıkagelirmiş. o ağlarmış. o gitmiş. köşedeki adam kimmiş? gerçekmiş. adamın gözünden süzülen susuz bir yaşla beraber o kaldırımdaki tek gerçekmiş. susamış. çok susamış. ama özlenmemiş. unutulmuş. unutulmuş ama unutmamış. sevmiş ve ağlamış. oturuş. oturmuş. ağlamış...
Follow me on Twitter