geri

Heyecanımı söndüren her şeyden uzak

10/12/2010
Geçenlerde, çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir insanla uzun bir aradan sonra buluşma ve konuşma fırsatı buldum. Akıl defterim yanıtını onda bulmayı umduğum sorularla doluydu. Ayrıca nasıl karşılayacağını merak ettiğim yeni fikirler, yeni projeler vardı zihnimde. Söyleyeceklerimi, soracaklarımı bir sıraya koymaya çalışıyordum yanına giderken. Kabardığında beni mutlaka başarıya ulaştırmış olan o heyecan duygusu ve tutku ile doluydu içim. Bu heyecanı seviyorum. Üniversiteye başladığım ilk günlerden itibaren zaman zaman beni saran bu duygu her seferinde güzel sonuçlar elde etmemi sağlamıştı. Bu sonuçlar bazan güzel bir yazı ya da şiir, bazan da çok kısa sürede yazıldığı halde görevini çok iyi yapan bir kod parçası ya da uygulama olarak kendini gösteriyordu. Zaman içerisinde bu heyecanı deneyimledikçe herhangi bir durum, sorun ya da fikir karşısında bu duygunun kendiliğinden belirdiğini fark ettim. Bu duygu belirince de normal şartlara oranla çok daha verimli bir dönem geçirdiğimi gözlemledim. Þu an geldiğim noktada ise tutku dediğim bu heyecanı hissettiğimde başarıya ulaşacağımı önceden kestirebiliyorum. Onun yanına giderken de anlattığıma benzer bir duygu ile doluydum. Dolayısıyla bolca umut taşıyordum yanımda. Yanına gittim, oturduk ve uzun uzun konuştuk. Sorularıma beklediğim gibi güzel cevaplar aldım aslına bakılırsa. Ama konuşmanın sonuna doğru realizm idealizmi bastırdı ve konuşmanın özeti öyle bir noktaya ulaştı ki ben tüm geçmişimi ve geleceğimi sorgular buldum kendimi. Özetle karşımdaki insan şunu diyordu: "Kaç yaşına geldin, hala boş işlerle uğraşıyorsun." Oradan ayrıldıktan sonra sarsılmış bir şekilde oturup saatlerce düşündüm. Ben bu boş işleri seviyordum. Hayatta yapmak istediğim buydu. Hatta yaşama amacını bulmuş şanslı insanlardan biriydim. Bu boş işleri yapacaktım. Yarın bugünden daha genç olmayacağıma göre yapmak için en uygun zaman şu andı. Böyle düşününce çok daha mutlu ve huzurlu hissettim kendimi. Beni öldürmeyen şeyin daha güçlü yaptığı doğruydu. Artık daha emin adımlarla daha da heyecanlı yürür hale geldim yolumda. Bu heyecanı canlı tutmak ise ayrı bir sorun haline gelebiliyor. Ýnsanın yaşı ilerledikçe içindeki heyecan sönebiliyor. Ama bunun sebebinin geçen zamandan çok tekdüzelik ve onca yaşanmışlık arasında her şeyin sıradanlaşması olduğunu düşünmekteyim. Bu nedenle tekdüze bir hayattan uzak duruyorum. Rastgele değişikliklerle hayatımın sıradanlaşmasını engellemeye çalışıyorum. Böylece heyecanım her daim canlı kalıyor. Böylece gerçekten yaşadığımı hissediyorum. Böylece gerçekten yaşıyorum diyebiliyorum.

Follow me on Twitter